1. Latince Adı: Laurocerasus officinalis roemer (syn. Prunus laurocerasus (L.) Mill , Cerasus laurocerasus (L.) Mill ).
2. İngilizce Adı: Cherry laurel
3.
Mahalli Adları: Bitkiye ülkemizde değişik yöresel adlar verilir. Bunlar
arasında en yaygın olarak kullanılan "Taflan"dır. Laurocerasus
officinalis'e "taflan" dışında, özellikle Ordu'nun doğusunda "gürcü
kirazı”, "karayemiş", "laz kirazı", "laz üzümü", "laz yemişi",
Giresun'da "tanal", Artvin'de "tçkoo" gibi yöresel adlar verilir. Bitki
Kuzeydoğu Anadolu'nun türkülerinde, şiirleinde kısaca folklorunda
yeralır ( Alpınar ve Yazıcıoğlu, 1991 )
4. Bitki hakkında genel bilgi ve ülkemizdeki yayılışı: Taflan ilk
olarak 1546 yılında Fransız Pierre Belon tarafından Trabzon'dan
toplanmış ve Cerasus trapezentuna ( Trabzon Kirazı ) olarak
adlandırılmıştır. Bitki aynı yıl, İstanbul üzerinden İtalya'ya; 1574
'te de Clusius tarafından Viyana'ya getirilmiş, oradan da Fransa ve
İngiltere'ye gönderilmiştir. Budanarak şekil verilebilmesi, dökülmeyen
parlak koyu yeşil yaprakları ve kokulu beyaz çiçekleri ile taflan, 1600
yılından itibaren tüm Avrupa'da park ve bahçelerde yetiştirilmeye
başlanmıştır. Günümüzde büyüme biçimi, yaprak boyut ve şekli, kışa
dayanıklılık açısından farklı 20 kadar taflan kültürvarı vardır (
Alpınar ve Yazıcıoğlu, 1991 ).
Yapraklı ağaç ormanlarının,
bilhassa Kayın meşçerelerinin altında yeralır. Ormancılık bakımından
zararlı bir alt flora fakat parkçılıkta makbul bir süs bitkisidir (
Kayacık, 1961 ).
Karayemiş ( Laurocerasus officinalis Roemer )
bitkisinin anavatanı Karadeniz'in doğu kıyıları, Balkanlar ( Eski
Yugoslavya, Bulgaristan ), Batı Kafkasya ve Kuzey İran
gösterilmektedir. Tür hem doğal hem de kültür bitkisi olarak Karadeniz
dağlarının kuzeye bakan ve deniz seviyesinden 20- 1700m'ye kadar olan
yüksekliklerinde yetişmektedir. Ülkemizde doğal olarak İstanbul, İzmit,
Zonguldak, Sinop, Kastamonu, Giresun, Trabzon, Rize ve Hatay'da
yetişmektedir. Şuana kadar ülkemizde yapılan morfolojik ve sitolojik
karakterizasyon çalışmalarında Laurocerasus officinalis'in üç kültürvar
ve bir de yaban formunun varlığı tespit edilmiştir. Bu kültür formlar
hem morfolojik olarak farklılık hem de sitolojik olarak meyva ve yaprak
içerikleri farklılıklar göstermektedir. Bu formlardan özellikle
"Angustifolia" formu geniş bir dağılım gösterir ve Avrupa'da bahçelerde
süs bitkisi olarak kullanılır. Bugüne kadar ülkemizde yapılan
morfolojik ve sitolojik çalışmalarda bitkinin üç faklı kültürvarının
varlığı tespit edilmiştir. Bunlar;
• Laurocerasus officinalis cv. "Oxygemmis" ,
• Laurocerasus officinalis cv "Globigemmis" ,
• Laurocerasus officinalis cv "Angustifolia"’dır.
Kültürvar
formlardan "Oxygemmis " ve "Globigemmis"'in Türkiye'deki varlığı
yenidir. Ayrıca birçok yaban tipide doğada geniş bir dağılıma sahiptir
( Sandallı, 2002 ).
5. Bitkinin teşhisi:
Regnum: Plantae
Bölüm: Spermatophyta
Alt bölüm:Angiospermae
Sınıf: Magnoliatae (Dicotyledones)
Familya: Rosaceae
Cins: Laurocerasus Duhamel.
Tür: Laurocersus officinalis Roemer
Altı
metreye kadar boylanan çalı veya küçük ağaç şeklinde bitkilerdir.
Yapraklar dikdörtgensi - elips, dikdörtgensi - yumurta, 20x8
ebatlarında, kenarları dişli veya düz, yaprakların üstü koyu yeşil,
altı ise soluk yeşildir. Yaprak sapı 15mm'ye kadar uzunlukta, çiçek
durumu başaktır. Genellikle yaprakları daha kısa olan çiçekler beyaz,
çiçek sapları 8mm'ye kadar uzunlukta, çiçek tablası loblara kadar
genişleyen çan şeklinde olup petaller 4mm'dir. Çekirdekli sulu meyvalar
zeytin büyüklüğünde olup oval şekillerde ve 8mm çapındadır ( kültür
formlarında 12mm çapa kadar erişebilir ) . Meyvalar koyu mavi veya
siyah renktedir. Orman altında genellikle Fagus ormanı altlarında
Rhododendron'lar ile beraber bulunur. Türkiye'de özellikle Doğu
Karadeniz bölgesinde dağılım gösterir ( Sandallı, 2002 ) .
6.
Bitkinin türlerinin karşılaştırılması: Laurocerasus officinalis Roemer
olarak bilinen tür hem doğal olarak hem de kültür formu olarak Doğu
Karadeniz bölgesinde oldukça yaygındır. Gerek morfolojik gereksem meyva
tadı ve rengi açısından farklı olduğu görülen üç kültür ve bir de
yabani form grupları tespit edilmek suretiyle bu grupların morfolojik
olarak mukayyesesi şöyledir:
• Laurocerasus officinalis cv.
"Oxygemmis" : Bu kültür formun tomurcukları diğer kültür formların
tomurcuklarına göre iri, ucu sivri ve konik şeklindedir. Tomurcukların
uzunluğu 1- 1,5 cm'dir. Yapraklar - 18 x 5- 6cm ebatlarında ve şeritsi
şekildedir. Yaprakların dip kısmında genellikle, sayıları 1- 5 arasında
değişen yağ bezeleri bulunmaktadır. Bunların meyvaları iri ve
olgunlaştığında parlak siyah renktedir. Meyva tadı acı ve mayhoştur.
•
Laurocerasus officinalis cv. "Globigemmis" : Tomurcukları yuvarlaksı ve
uçları küt, 0,5- 1cm büyüklüğünde, yapraklar 5- 15 x 5- 6cm
ebatlarındadır. Yaprakların dip kısmında genellikle iki adet yağ bezesi
bulunmaktadır. Bu kültürformun meyvaları Oxygemmis kültürformunun
meyvalarına göre daha ince mezokarplı, sert ve olgunlaştığında siyah
renktedir. Tadı Oxygemmis kültürformuna göre daha tatlı ve az mahoştur.
Bu kültürformun meyvaları yemeklik olarak daha çok tercih edilir ve
genç sürgünleri üzerinde lentiseller belirgindir.
• Laurocerasus
officinalis cv. "Angustofolia" : Bu kültürform çok geniş bir dağılım
gösterir. Bu form yükseldikçe dallanır. Avrupa'da bahçelerde süs
bitkisi olarak kullanılır. Yaprakları ince ve şerit biçimindedir.
Yaprak yüzeyi parlak, koyu yeşil, yaprak boyu 12cm ve eni 4cm
genişliğindedir. Çiçekler çok sayıdadır.
• Yaban form ( Wild form):
Yaprakların üst yüzeyi parlak koyu yeşil, alt yüzeyi ise açık yeşildir
ve 5- 16 x 2- 7cm ebatlarındadır. Meyvaları kültürformlarına göre daha
küçük ve incedir. Koyu kırmızı- siyah renkte buruk bir tada sahiptir.
Merkezinde yaprak damarı belirgindir. Yaprak ayasının çebresinde birkaç
tanesalgı hücresi bulunur. Küçük beyaz çiçek dikine gelişmiştir. Uzunca
olan çiçek salkımı yaprak sapından yükselir. Meyvalar drupa biçminde
olup küresel çekirdekler içerir ( Sandallı, 2002 ).
7.
Kullanılan bölümleri: Oxygemmis ve Globigemmis kültürvarlarının
meyvalarından yaralanılır. Meyvaların besin değeri oldukça yüksektir.
Ayrıca yapraklarıda ilaç hammaddesi olarak kullanılır.
8.
Toplama zamanı: Meyva verimi 5- 10 yıllık bitkilerde başlar ve yılda
birkez meyva verimi gerçekleşir. Yaprakları çiçek açma döneminde yani
Nisan - Mayıs aylarında genç, fakat tamamen gelişmiş yapraklar elle
toplanır. Yaşlı ve kışın toplanan yaprakların etken maddece fakir
olduğu yapılan araştırmalar sonucunda anlaşılmıştır ( OGM, 1991 ).
9. Kurutma şekli ve depolama: Yapraklar daim taze olarak kullanıldığından kurutmaya ve depolamaya gerek yoktur (OGM, 1991 ).
Bitki
meyveleri acı tatlarından dolayı taze olarak tüketilmez, ancak
kültürvarlar büyük, tatlı meyvelere sahiptir ve hem taze hem de kuru
şekilde tüketilir ( Sandallı, 2002 ).
10. Kimyasal yapısı,
etken maddeleri ve oranları: Ülkemizde dağılım gösteren kültürvarların
meyvelerinde 23 farklı karboksilik asidin varlığı ve temel
karbonhidratlardan hepsinin bol miktarda varlığı tespit edilmiştir.
Karboksilik asitlerden bazıları bazı kültürvarlarda mevcut olup
diğerleinde olmazken; hidroksisüksinik asid, benzoik asit bütün
kültürvarlarda temel bileşen olarak tespit edilmiştir.
Karbonhidratlardan ise fruktoz, glukoz ve alkol şekerlerinden sorbitol
tüm kültürvar meyvelerde bol miktarda bulunmakta iken kültürvar
meyveleri az miktarda sukroz içermektedir ( Sandallı, 2002 ).
Yaprakalarında
ise zehirli bir glikozit olan syagenetik glikozitler sınıfındaki
Syandrikasit bulunmaktadır. İnsanlarda görülen zehirlenmeler genellikle
tohumlarında syagenetik glikozitler bulunan bitkilerin tohumlarının
yenmesi sonucu meydana gelir. Bu asitler insan vücudu içine birkaç
dakika- birkaç saat içinde yayılarak ölümler meydana getirdiği için
syagenetik glikozit türlerinden Syagenetikasid içeren yaprakların
bilinçsiz bir şekilde kullanılmaması gerekir (Sandallı, 2002). Taflan
yapraklarının su buharı destilasyonu sonucunda tanen, şeker, yağ,
emülsin isimli bir ferment ( bu ferment glikozite tesir ederse onu
benzaldehit, siyanhidrin ve glikoza parçalar ) ve pralavrosin isimli
bir glikoza ihtiva eder. Bu glikozit renksiz, kokusuz ve acı
lezzetlidir. Yapraklarda bulunana siyanhidrik asit miktarı 100g
yaprakta 120- 180 mg arasında değişmektedir ( OGM, 1991 ) .
11.
Endüstriyel kullanım alanları: Taflan doğal floramızın bir elementi
olmasının yanısıra, süsleyici özelliğinden dolayı aynı zamanda park ve
bahçelerimizde de yetiştirilir. Yaprakları uzun süre camlılığını
koruduğundan, çelenk yapımında, çiçek demetlerinin ve balık
tablalarının düzenlenmesinde kullanılır ( Alpınar ve Yazıcıoğlu, 1991
).
Yapraklarının destile edilmesi ile eczacılıkta kullanılan aqua laurocerasi veya laurocerasin elde edilir ( Kayacık, 1961 ).
Taze
yapraklardan su buharı destilasyonu ile elde edilen ve 0,1 oranında
siyandhidrik asit ihtiva eden su (günde 2- 10 g arası) birçok sinir
hastalıklarının tedavisinde kullanılan preperatların yapımında
kullanılır. Ayrıca bazı gıda maddelerine ve bazı galernik preperatlara
koku vermede de kullanılır ( OGM, 1991 ).
Doğu Karadeniz bölgesinde meyveleri yenir ve pazarlarda satılır. Ayrıca meyvelerinden likör yapılır ( Anşin ve Özkan, 1993 ).
12.
Halk arasındaki kullanım alanları: Halk arasında Taflan meyveleri meyve
olarak yenmekte olup, yaprakları çay gibi demlenerek sinir
bozukluklarına karşı, öksürük dindirici ve spazm kesici olarak
kullanılmaktadır ( OGM, 1991 ).
Taflan meyvelerinin sindirimi
kolaydır ve taze olarak yada kurutulduktan veya kavrulduktuktan sonra
yenir. İnsanı tok tutar. Tek başına veya fındık ve cevizle birlikte
çerez olarak yenen taflan meyvaları, pasta, kek ve özellikle hoşaf ve
kompostolara koku ve tad kazandırmak için ilave edilir. Reçel ve
turşuda hazırlanmaktadır. Meyveler genellikle yetiştiriciler tarafından
tüketilirse de bazen semt pazarlarında veya yakın şehirlerde manavlarda
satılır ( Alpınar ve Yazıcıoğlu, 1991 ).
13. İlaç olarak
özellikleri: Yaprakları Folia lauracersi recens TK adı altında taze
olarak kullanılır. Yapraklarında Prurasin adlı siyogenetik bir glikozit
vardır. Bu glikozit hidroliz ile siyanhidrikasit verir, bu asit
zehirlidir. Kıyılmış taze yapraklar su buharı ile destile edilirse Aqua
Laurocerasi TK ( taflan suyu ) elde edilir. Bu su % 1 oranında
sulandırıldıktan sonra yatıştırıcı, öksürük dindirici ve koku dindirici
olarak kullanlır ( Baytop, 1991 ).
Meyve tipleri arasında fark gözetmeden hangi hastalıklara iyi geldiği aşağıda gösterilmiştir:
1.
Bir yemek tabağı dolusu olgun meyve, başta mide ülseri ve barsak
tembelliği olmak üzere, sindirim sistemi rahatsızlıklarına 10 günlük
kürler halinde kullanılır.
2. Sabahtan aç karnına yenen 10 adet meyve hemoroide iyi gelir.
3. Olgun meyevelerin suda kaynatılması ile ele geçen sıvı diüretik olarak, idrar tutukluklarında kullanılır.
4. Bir miktar taze ya da kuru meyve, tohumları ile beraber ezilerek sabahları aç karnına yenirse, şeker hastalığına iyi gelir.
5. Meyvaların sıkılması ile ele geçen usare, mide ülserine, ekzamaya karşı kullanılır.
6.
Meyvalar çekirdekleri ( endokarp + tohum ) ile beraber toz edildikten
sonra balla karıştırılıp, bronşit tedevisinde kullanılır.
7. Meyvelerin yenmesi sigaraya karşı isteksizlik doğurur.
Taze
taflan yapraklarından hazırlanan taflan suyu, spazm çözücü, bulantı
kesici olarak kullanılmış; içerdiği HCN' in çok zehirli olması
nedeniyle tıbbi kullanılışı hiçbir zaman geniş boyutlara ulaşmamıştır (
Alpınar ve Yazıcıoğlu, 1991)
14. Standartı: Standartı hazırlanmamıştır ( OGM, 1991 ve TSE internet sitesi,2005) .
15. Dış ticareti: Taflan ya da karayemiş adına dış ticaret kayıtlarına rastlanmamıştır ( OGM, 1991) .
16. Kaynaklar:
•
Sandallı, C. 2002. Karayemiş (Laurocerasus officinalis Roem.)
bitkisinin RAPD (Random Amplified Polymorphic DNA) tekniği ile
moleküler karakterizasyonu, KTÜ Fen- Edb Fakültesi
• Alpınar, K., Yazıcıoğlu, E. 1991. (9. Bitkisel ilaç hammaddeleri toplantısı bildirisi).
• Kayacık, H., 1961. Orman ve Park Ağaçlarının özel sistematiği , İ.Ü. Orman Fak. Yayınları.
• Baytop, A. 1991. Farmasötik Botanik, İ.Ü. Ecz. Fak. Yayınları.
• Anşin, R., Özkan, Z. C., 1993. Tohumlu Bitkiler (Spermatophyta) odunsu taksonlar KTÜ Orman Fak Yayınları.
•
OGM,1991. Ülkemizdeki bazı önemli orman tali ürünlerinin teşhis ve
tanım klavuzu; yayın no: 659, seri no: 18; İşletme ve Pazarlama Dairesi
Başkanlığı.
Facebookta paylaş
Twitter'da paylaş
Google+'da paylaş!
Pinterest'te paylaş!