Mücbir sebepler zararın nispetine veya miktarına göre değerlendirilir. Ve süre uzatımına girer. Fakat bu sebepler tespit edilirken hangi kriterlerin ele alındığı önemlidir. Zannederim tespit edilirken herhalde fiziki olarak zarar verip vermediğine veya direkt var olanı alıp götürmek ya da zarar verip vermediğine bakılmış. Yani dolu yağar sebze ve meyveye çarpar zarar veri. Ürüne telef eder. Sel olur tarlada bahçede ne var ne yok direkt sürükler götürür don olur çiçekleri yakar o yıl ürün olmaz.
Geçtiğimiz günlerde bir çiftçi okurumdan mail yoluyla mesaj aldım. Bu mesajda kuraklığın neden
mücbir sebepten sayılmadığı soruluyordu.Acaba kuraklıktan dolayı hiç ürün alınamaması hangi sınıfa girer. Ülkemizdeki çoğu tarım alanlarında sulama suyu mevcut değil. Yani kuru tarım yapılır. Yağmur yağmazsa o yıl bir şey yok demektir.
Yani mücbir sebep olabilmesi için illa da var olan ürünün doğal afetlerle zarar görmesi mi gerekir. Zaten olmamış ki olmayan bir şey nasıl zarar görsün. Oysa aynı masraf bu durumda da yapılıyor. Yine tohum ekiliyor. İlkbaharın nemi ile yeşeren tohuma yine çapa yapılıyor ya da güzün çıkan buğdaya gübre atılıyor mazot yakılıyor makineler yıpratılıyor. Kısacası bir tek hasat masrafı hariç masraflar eşittir aslında. Zaten her iki durumda da hasat yapılamaz. Kurak dönemlerde çiftçi "bari olan zayi olmasın" diye kerhen hasat yapar. Ve görür ki harcadığını alamamıştır. Hamallığı da yanına kar kalmıştır.
Tarım bakanlığımız kurak geçen sezonlarda çiftçimizin durumunu tekrar gözden geçirmelidir. Hiç değilse devlet olarak sulama suyunu götüremediğimiz çiftçinin borcunu ertelemeli veya faizsiz borç vermelidir.
Buda çözüm adına benim düşüncemdir. Üzerinde tartışmaya değer buluyorum.
Selam ve dua ile
Facebookta paylaş
Twitter'da paylaş
Google+'da paylaş!
Pinterest'te paylaş!