Sevgili Mantar Üreticileri

Sevgili Mantar Üreticileri,
Mantar yetiştiriciliği konusunda uzun süre suskun kaldım. Çünkü başlattığım şeyin benden sonra nasıl devam edeceğini görmek istedim. Şunu söyleyebilirim ki artık hiç kimse mantar üretimini sekteye uğratamaz. Büyük bir sanayi kolu olarak gerek üretimde gerekse üretime destek veren sanayide çok güzel gelişmeler var. Yıl 1985 te kendi işletmemi kurmak istediğimde soğutma için İzmir’de ve İstanbul’da çalmadığım kapı kalmamıştı ve istediğim şeyleri de yaptırmam mümkün olmamıştı. Bu gün internete girdiğiniz de ne ararsanız bulmanız mümkün. Kısacası artık mantar tesisini kurmak işten bile değil. Bunun çok güzel örneklerini her tarafta görmek mümkün. Kompost yapılması, örtü toprağının hazırlanması, hastalık ve zararlılardan arındırılması en iyi şekillerde yapılabilmektedir. Tohumluk bulmakta sorun hemen hemen kalmamıştır. Hem dış firmalar ve hem yerli firmalar bu problemi de büyük ölçüde çözmüş durumda. Ama buna rağmen birçok modern kurulmuş işletmede üretime sorunlar henüz çözülmüş değil. Bunun bir kaç kanıtını sizinle paylaşmak istiyorum.
Bir işletme bana danışmanlık teklif etti. Bende kabul edip işletmeye gittim. Oldukça modern kurulmuş bir işletme idi. Üretim odalarına gitmek üzere koridorun kapısını açtığımızda, ilk şeyler yüzlerce sineğin yüzümüze çarpması oldu. Daha sonra yerlerde çeşitli kalıntılar vardı. Kısacası işletme pisti. Odalara girdiğimizde sinekle beraber kırmızı örümceğin kaşıntısı başladı. Ranzalarda yer yer çeşitli hastalıklar göze çarpıyordu. Sonunda büroya geldiğimizde işletme sorumlusuna önce sinekleri sordum. Hocam ilaçlama yapıyoruz. Ama sonuç alamıyoruz. Nasıl yaptıklarını sordum. Üretim odalarının havasına, duvarlara ve yere ilaç sıkıyoruz. Belli bir süre bekletip havalandırma yapıyoruz. Başka bir şey sormadım. Çünkü işletme sahibi dahil hiç kimse hijyen konusunda bir şey bilmiyordu. Sonunda akşam saatlerinde haftada iki gün 2 saat herkese mantar dersi vermem karalaştırıldı. Kabaca temizlik hakkında bilgiler verdim. Haftaya geldiğimde inşallah bunların yapılmış görürüm dedim.  Sonra aşağıya tekrar indim. İlk iş hazırlattığın sinek öldürücüyü hava giriş kanalına 5-10 dakika sıktırmak oldu. Sonra havalandırmayı kapattırdım. Bir saat sonra sinek yoğunluğu neredeyse kalmamıştı. Çünkü onlar ilaçlama yaptıklarında sinekler havalandırma kanalına kaçıyordu ve ölmekten kurtuluyordu. İlaç etkisini kaybedince tekrar içeriye dönüyorlardı. Akşam ilk ders mantar işletmesinde hijyen oldu. İşletmeden ayrılırken yapılacak işleri liste halinde kendilerine verdim. Bir hafta sonra işletmeye geldiğimde ayaklarımı ilaçlı paspasa silerek işletmeye girdim. Her taraf tertemizdi. Çalışanlar, bir örnek gömlekli, başları örtülü, ellerinde duruma göre eldivenler vardı. Artık göze kaçan sinek yoktu. Kırmızı örümcek sorun olmaktan çıkmıştı. İlk müjde, bu temizlikten sonra verimdeki %5-10 artış haberiydi. Dersler ilerledikçe her konuda bir iyileşme baş gösterdi. Üç ay sonra derslerde bitmişti. Ben son dersimi verdim ve danışmanlığım artık bittiğini kendilerine söyledim. Israrlarına rağmen veda edip ayrıldım.
Korkutelinde kompost yapan firmaları dolaştığımda gördüğüm şey korkunçtu. Bir işletme çok güzel pastörize odaları yapmıştı ve gördüğüm kadarıyla kompostu güzeldi ve oldukça iyi pastörize etmişti. Gel gelelim yanlış dolumda başlıyordu. Pastörize odalarının önünde oldukça büyük boş kullanılmayan bir kapalı alan vardı. Pastörize odasından aletler yardımıyla alınan kompost bantlarla sevk ediliyor, aşılanıyor ve bu kapalı alanın dışında, dışarıdaki dolum tesislerine gönderiliyordu. Dolan torbalar kamyonlara 7-8 kat istif ediliyordu. İstif sırasında işçiler torbaların üzerlerine basıyor adeta onları sıkıştırıp, pressliyordu. Yorulunca gidip biraz dilenip yine aynı ayakkabılarla istife devam ediyorlardı. Dolan kamyon, üstü açık vaziyette herhalde kompostun ineceği işletmeye kadar gidiyordu. Yani hijyenden yoksundu. Vay o kompostu alan işletme sahibine. Başına neler geleceğini söylemeye gerek yok.
Bir başkasında ise, dolum o kapalı alanda yapılıyordu. Kamyon içerdeydi. İşçiler kamyonda torbaları 3-4 kat yaptıktan sonra ki bu istifte torbalar üzerine basılmıyordu. Sıkıştırılmıyordu. Sonra araya bir tahta hatıl döşüyor sonra tekrar 3-4 kat daha torba istifleniyordu. Buraya kadar her şey güzele yakındı. Ancak pastörize odalarının bir kapısı kompost yapım yerine bakıyor, diğer kapısı aşılamanın ve dolumun yapıldığı kapalı alana açılıyordu. Bu durum normal idi. Doğal olmayan boşaltılmış bir odanın iki kapısında açık olması ve kompost yapım yerinden dolum yerine pis, zararlıları ve mikropları taşıyan havanın akmasıydı. Hijyen halkasının böylece kopmuş olmasıydı. Yapılan onca güzel şey dikkatsizlik yüzünden bir anda yok olup gitmesiydi.
     Bunlar 5-10 sene önce gördüğüm şeylerdi. Peki şimdi. Kısmen bunlarda da mutlaka büyük düzelme var. Ama ancak %30-40 çözüm bulmuş durumda. Maalesef hijyen konusu ülkemizde halen en önemli bir faktör olarak karşımızda duruyor. Günümüzde insan sağlığı yönünden mantarlar üzerinde en ufak bir ilaç kalıntısı olmamalıdır. Hele ihraç edilen ürünlerde, aksi halde ürünün geri dönme olasılığı büyüktür. Günümüzde organik tarım moda oldu. Esasında organik tarımın en güzel uygulaması mantar yetiştiriciliğinde yapılabilir. Yeter ki mantar üreten kişiler çalıştıkları konularda okusunlar, bilgi ve görgülerini arttırsınlar.
Bir öğretim üyesi olarak birçok kere çeşitli kişilerden sorunlarına çözüm için telefon alıyorum. Ancak bu kişilerin soru sordukları konuları, okumadıkları için çözemediklerini görüyorum. Çünkü ülkemizde yazılmış kitaplarda bu bilgileri bulunmaktadır. Ben bu güne kadar yazdığım bütün kitaplarımı Bahcesel.com sitesine ücretsiz halkımız ve öğrenciler yararlansın diye verdim. O siteye girdiklerinde ücretsiz olarak bu kitaplarımdan ve diğer kitaplardan yararlanabilirler. Ayrıca bu siteye girerek sorunlarının yanıtlanmasını isteyebilirler. Maalesef mantarcılık yapmak isteyenler hiç okumadan ve bilgi düzeyi nerdeyse sıfır olarak bu işi yapmaya çalışıyorlar. Geçende bir mantarcı arkadaşım facebookta bu işi bilmeyenler, okumayanlar yapmasın diyordu. Galiba haklı. Onca para harcıyorsan gerekeni yapacaksın. Mutlaka sorun olduğunda bir danışmanla işbirliğini dahi kuracaksın.
Her Mantar Kongresinde bazı konuları sizlere sunmaya çalışıyordum. Mantar hasadında 4-6 hasattan, 3-4 hasada inmeyi, daha sonra iki hasadın daha iyi olduğunu, su kültüründe mantar yetiştiriciliği yapılabileceğini ve bu konu çalışma yapılması gerektiğini anlatıyordum. O zamanlar birçok kişi bunlara dudak büküyor, yüzüme olmasa bile daha sonra hoca gene boş konuşuyor diyorlardı. Ama dönüp dolaşıp aradan yıllar geçtikten sonra söylediklerime uyuyorlardı. Bunda 4-5 yıl önce artık mantar hasadını bir sefere indirin dediğimde de yine gülmüşlerdi. Olur mu? öyle şey hocam diyorlardı.
Maden organik tarım, maden ilaç kullanmadan mantar yetiştiriciliği yapılacak en iyi çözüm burada yatıyor.
Şimdi olayı çözüme kavuşturmak için bazı konuları açıklayalım. Bir mantarhanede, bir odanın yaşı ilerledikçe hastalık miktarının arttığını artık herkes bilir. Eğer bir kompost iyi hazırlanmış ve hastalık ve zararlılardan arındırılmışsa ve de örtü toprağı yine iyi temizlenmiş ve istenen karışımda yapılmışsa, aşılama ve misel gelişmesinde sorun yoksa ilk hasat sonuna kadar hiçbir sorun karşımıza çıkmaz. Eğer çıkıyorsa yukarıdaki olaylardan birinde ve bir kaçında problem var demektir.
İlk ve ikinci flaşta ürünü %30-60 şı alınmaktadır. Genelde birinci flaşta %25-35 hatta %40-50 ve ikinci flaşta %20-30 hatta %40 ürün alınır. Bazen bunun terside olabilir. Ancak yüzde oranı düşüktür. Bu yüzden günümüzde iki flaş alındıktan sonra oda boşaltılır.
Baştan tekrar hasat sürelerine bir daha göz atarsak, mantar üretiminin ilk başlangıç yıllarında, bir oda da, bir dönemde yetiştirilen mantarların hasadı 6-7 kez yapılırdı. Bunun için bir odanın kullanım süresi 60-80 gün ve odanın yıllık kullanım sayısı 4-6 arasındaydı. Esasında o zamanlarda bir odadan ne kadar ürün alınırsa daha iyi olacağı düşünülürdü. Sonra ekonomik prensipler devreye girmeye başlayınca, görüldü ki 3.-4. hasattan sonra mantar verimi iyice azalmaktadır. Bu yüzden az bir ürün için odayı 5.-7. hasada kadar tutmak işletme için karlı olmamaktadır. Bu husus göz önüne alındığında, önce hasat sayısı 3-4 keze indirildi ve oda kullanım süresi 60-70 güne düşürüldü. Böylece bir odanın kullanım sayısı yılda 5-6 ya yükseldi. Son yılarda ise birçok işletmede hasat sayısı 2 kese indirildi ve yukarıda söylediğimiz gibi, ürünün %30-60 alındığı dikkate alınarak, oda kullanım süresi 40-50 güne düşürüldü ve bir odanın kullanım sayısı yılda 7-9 çıkarılmış oldu. Böylece diğer şekillere göre daha karlı bir durumun ortaya çıktığı tespit edildi.
Şimdi biz diyoruz ki, eğer hasat sayısı 1 kez yapılırsa
1.      Tek hasatla ürünün % 30-40 si alınır
2.      Odanın kullanım süresi 25-30 güne kadar düşürülür.
3.       Odanın yıllık kullanım sayısı 12-14 keze çıkartılır.
4.       2 kez flaşta metre kareye 10-15 kg kompost kullanılır. bu miktar (10x7=70 – 15x7= 105 kg) dır. Tek flaşta metre kareye 5-7 kg kompost kullanılır ve bunun miktarı (5x12=60 – 7x12=84 kg)dır. Ttek odada metre kareye kullanılan kompost miktarında kısmen bir düşüş vardır. Ama bu durum bütün işletme için düşünecek olursak küçümsenmeyecek bir kompost tasarrufu demektir. Yani maliyet düşürücüdür.
5.      Ürün miktarında 2 flaşta ortama % 40 olduğunu kabul edersek, yine oda en az 7 sefer kullanıldığında ürün miktarı 7 x %40 (kaba hesapla 7x40=280) olur. Bir flaşta ürün miktarı en az %30 alındığında ve oda kullanım sayısı 13 de çıkartıldığından ürün miktarı 13 x %30 (13x30= 390) olur. Nerdeyse yarı yarıya bir artış bulunmaktadır.
6.      Günümüzde insan sağlığı açısından ilaç kullanılmadan üretim yapmak ön planda gelmektedir. Mantar yetiştirenler bilirler ki 1.hasat sonrasına kadar hastalık ve zararlılara karşı fazla hiç ilaçlama yapılmaz ve hatta yok denecek kadar az yapılır. Böylece insan sağlığı bakımından en uygun üretim tarzı gerçekleştirir. Ayrıca ilaç ve ilaçlamadaki işçilik masrafları sona erdirilir.
7.      İlk hasattaki ürünlerin büyük çoğunluğu 1. Sınıf mantar değerindedir. Daha yüksek fiyatla satılır.
8.      Organik tarım istenen şekilde gerçekleştirilir.
9.       Şimdi isteyen işletmeler kendi işletmeleri için daha ileri hesaplamaları yaparak sözlerimizin doğru olup olmadığını ortaya koyabilirler. En azından bir oda da uygulama yaparak deneyebilirler.
Hocadan sizlere son bir tavsiye daha, isterseniz artık hoca yaşlandı diyebilirsiniz.  

Selam ve sevgiler

Prof. Dr. Atila GÜNAY


Facebookta paylaş
Twitter'da paylaş
Google+'da paylaş!
Pinterest'te paylaş!

Yorumlar 1

Halil TURKAN
Halil TURKAN Tarih 17 Eylül 2014 21:08
Sayın Atila GÜNAY hocam; mantar üretimi ve üreticilerine yönelik yazılarınızı okudum. çok yakında takip ettiğim ve çok yakında da bir mantar üretim tesisi kurmayı planlayan birisiyim.ancak bu alanda sıfır noktasında bilgiye sahibim. ticari amaçlı kuracağım bu tesisle ilgili bilimsel bilgiye nasıl sahip ola bilirim. sizlerle nasıl iletişim kura bilirim. cevabı mail adresime atarsanız daha hızlı iletişim kurulur. şimdiden teşekkür ederim. saygılar.
Zır. Müh. Selami SARAÇ
Zır. Müh. Selami SARAÇ Tarih 2 Aralık 2015 06:02
Sayın Prof. Dr. Atila GÜNAY Hocamızın Mantar Yetiştiriciliği Kitabı http://www.bahcesel.site/forumsel/mantar-yetistiriciligi-kitabi-profdratila-guna
y/
adresinde izni ile yayınlanmaktadır.
Angel17
Angel17 Tarih 8 Ağustos 2023 21:42
I really appreciate to the one who write and share this wonderful blog post. book a jet
Yorum ekle

Yorum ekle

    • bowtiesmilelaughingblushsmileyrelaxedsmirk
      heart_eyeskissing_heartkissing_closed_eyesflushedrelievedsatisfiedgrin
      winkstuck_out_tongue_winking_eyestuck_out_tongue_closed_eyesgrinningkissingstuck_out_tonguesleeping
      worriedfrowninganguishedopen_mouthgrimacingconfusedhushed
      expressionlessunamusedsweat_smilesweatdisappointed_relievedwearypensive
      disappointedconfoundedfearfulcold_sweatperseverecrysob
      joyastonishedscreamtired_faceangryragetriumph
      sleepyyummasksunglassesdizzy_faceimpsmiling_imp
      neutral_faceno_mouthinnocent
Okunamayan kodu yenilemek için resmin üstüne tıklayınız